Hz. Ali - Mehmet Yildiz
Efendimiz’in(sav) vefatından sonra Ebû Hâle(ra) Hz. Ali(ra)
için şöyle söylemiştir: “Yoksa siz hissetmiyor musunuz?
Bakın Ali’den, Resûlullah’ın(sav) kokusu geliyor!”
Allah Resûlü(sav) ne zaman “Allah’a giden yolda bana kim
yardımcı olacak?” dese, Hz. Ali(ra) elini kaldırmış ve “Ben
varım ya Resûlullah(sav)!” demiştir. Kendisi risalet davasının
inmeyen eli, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” ayetinin
en güzel temsilcilerinden biridir. Bu büyük İslâm insanı
hem ilmin kapısı, hem vahiy katibi, hem kabiliyetli komutan,
hem Kur’ân’ı çok iyi anlayan ve yorumlayan bir
müfessir, hem hüküm vermede emsalsiz bir kadıdır. Tüm
bunların yanında Bedir’in 313 aslanından biri, Hendek’in
Haydar-ı Kerrâr’ı, Uhud’un korkusuz yiğidi, “Ali gibi genç,
Zülfikar gibi kılıç yoktur.” övgüsünün sahibidir.
Peki biz bu davanın neresindeyiz? Bizim ellerimiz de
İslâm için bir vazife olduğunda “Ben varım!” diye kalkıyor
mu? Hayatlarımız tıpkı Hz. Ali’nin(ra) hayatı gibi emrolunduğumuz
üzere mi? Yoksa ondan Resûlullah’ın(sav) kokusu
gelirken bizden dünyanın kokusu mu geliyor?
Islam Tarihi Cennet ile Müjdeli 10 Sahabe